Home Uzmanlık Dalları Alerji Çocuk ve alerjik Rinit (Bahar Nezlesi=Saman Nezlesi=Alerjik Nezle)

Çocuk ve alerjik Rinit (Bahar Nezlesi=Saman Nezlesi=Alerjik Nezle)

0

hasan yüksel

Bahar aylarının başlaması ile nezlesi veya grip hali geçmeyen çocuklar anne ve babalarını oldukça endişelendirir. Hatta bazısı bu üst solunum yolu enfeksiyonu bulguları yanında baş ağrısı, iltihaplı burun akıntıları ve geceleri olan öksürükleri ile sinüzit teşhisi alır ve antibiyotik vs tedaviler alırlar. Bunları tekrarlayan nezle yakınmaları ve teşhisleri izler. Verilen ilaçlarda antialerjikler olduğu için fayda görürler. Ancak bu yakınmaları tekrarlar durur. Ancak anne baba çocuklarının öksürükleri başta olmak üzere yakınmalarından oldukça üzgün ve bir şey yapamamaktan dolayı da suçluluk duygusu içindedir.

Hatta bu arada çocuğun alerjik şikayetleri nedeniyle derslerinde yaşadığı verimsizlik ve başarısızlık gözden bile kaçabilir. Aslında tüm bu yakınların nedeni tıbbi tanımda “alerjik rinit” dediğimiz ve halk arasında saman nezlesi, bahar nezlesi, alerjik nezle vs olan üst solunum yolu alerjisidir. Ancak bu yakınmalara neden olan başka etkenler de tabi ki vardır. Ancak ekseriyet ve ön planda alerjidir. Yalnız unutmamak gerekir ki anne babaların gördükleri ve yaşadıkları yakınmalar yanında gerçekte alerjik rinit hastalığı sadece hapşırma, burun akınıtısı ve gözlerde yanma gibi şikayet ve bulgularla sınırlı değildir.

Bu çocukların % 70-80 oranında beraberinde göz alerjisi de vardır. Bu nedenle bu çocuklarda “alerjik göz nezlesi” de vardır ve bazen çok ciddi sorunlara neden olabilir. Biz çocuk alerji uzmanı olan doktorlar bu hastalığa alerjik burun ve göz nezlesi anlamına gelen “alerjik rino-konjoktivit” deriz. Ancak bunda da daha önemlisi alerjik riniti olan bu çocuklarda alerjik astım gelişme riskinin normale 4-8 kat artmış olmasıdır. Yani alerjik riniti olan çocuklara aynı zamanda da alerjik astım adaydırlar ve bu açıdan incelenmeli ve izlenmelidirler. Bu konuya biraz ileride daha detaylı olarak değinilecektir.

Alerjik rinit nedir ?

Alerjik rinit, ortamda (çevrede) bulunan bir alerjenin nefes alma sırasında buruna alınıp, burnun iç yüzüne yapışması sonucunda bu alerjene karşı hassasiyeti (duyarlılığı) olan çocuğun burnunda mikrobik olmayan bir iltihap sonucu ortaya çıkan şikayetler ve bulgulardır. Yani bir tür mikrobik olmayan kronik (= müzmin) nezle halidir. Bu nedenle ana bulgular burunda kaşıntı, sulanma, hapşırma, aksırma, damakta kaşınma, öksürük ve boğaz ağrısı, boğazı temizleme isteğidir. En sık buruna yapışabilen alerjenler bahar aylarında ortaya çıkan polenlerdir. Bu nedenle alerjik rinit en sık bahar aylarında görülür.

Alerjik Rinit Niçin Bahar Aylarında Görülür ?

Aslında alerjik hastalıklar her mevsimde görülebilir. Örneğin alerjik astımın en sık nedeni evde halı, kilim ve benzeri tüylü eşyalarda üreyen akarların (mite) çıkartılarıdır ve bunlar ev tozuna karışarak solunan havaya katılıp nefes alınca bronşlara gider. Akar alerjisi en sık kış ayında görülür ve alerjik astım nedenidir. Bu konuda bu web sitesinin “Alerjen nedir ?” bölümünde gerekli bilgiler verilmiştir. Ancak alerjik rinit nedeni olan alerjenler en sık oranda polenlerdir.

Bunun iki nedeni vardır. Birincisi polenler bahar aylarında ot, çicek ve ağaçların çiçeklerinin açması ile atmosfere yayılırlar. Yani hastalar bu mevsimde alerjik oldukları madde ile karşılaşırlar. İkincisi ise neden polenlerin sıklıkla burun ve göz bulgularına neden olduğudur. Bunun da nedeni polenler büyük çapa sahip yapıda olmalarıdır. Burnumuzun en önemli görevi havayı süzmek, ısıtmak ve nemlendirmektir. Bu nedenle polenler burundan geçerken süzülürler ve böylelikle burun duvarlarına yapışırlar. Bu yapışma sonucu orada bir alerjik iltihap gelişir ve bu mikrobik olmayan iltihap hastalık bulgularına neden olur.

Polen nedir ?

Polenler ot, ağaç ve çiçeklerin üremelerinde görevli olan çapları ortalama 5-40 mikron arasında değişen erkek gametlerdir. Bilindiği gibi bu erkek gametlerin bitkilerin dişi organına ulaşması gerekir. Bu ya rüzgarla hava yoluyla olur yada böcek ve sinekler aracılığı ile olur. Bu nedenle polenlere ait klinik bulgular bu bitkilerin çiçeklerini açtığı üreme mevsimi olan bahar aylarında olur.

Rüzgarla etrafa yayılan polenler alerjiden sorumludur ve daha hafif olanlardır. Bunlar sadece bitkinin bulunduğu yerde değil kilometrelerce uzağa bile rüzgarla polen gönderebilir. Böceklerler aktarılan polenler ise daha ağırdır ve havada asılı bulunmadıkları için pek alerjiye neden olmazlar. Örneğin çayır, çimen ve ağaç polenleri rüzgarla taşınan ve havada dolanan polenler olduğu için alerjik nezleye (saman nezlesi) neden oldukları halde, ev içi ve dışında bulunan süs bitki ve çiçeklerinin poleni daha ağır bir yapıya sahip olu böceklerle taşınırlar ve alerjiye pek neden olmazlar.

Ot, ağaç ve diğer polene sahip olan bitkilerin dağılımı ve çiçek açma zamanları yetiştikleri toprak ve mevsimsel özelliklere göre değişir. Her yerde aynı bitki yetişmez. Bu nedenle alerjik olan polen tipi o yöredeki bitki örtüsü (flora) ile ilgilidir. Örneğin sıklıkla Amerika’da olan amerikan nezle otu bizim ülkemizde alerjik etken olarak rastlanmaz. Ancak özellikle

Akdeniz bölgesinde sık bulunan zeytin sık bir saman nezlesi etkeni iken bu Afrika ve benzeri ülkelerde bir alerji etkeni olarak saptanamaz. Ayrıca bahar mevsiminin başlangıç zamanı, havanın yağmurlu olması vb nedenler de havada bulunacak olan polenin çıkma zamanı ve yoğunluğunu etkileyecektir. Bu da klinik bulguların çıkma zamanı ve şiddetinin değişmesine neden olacaktır. Polenler büyük partikül yapısına sahip oldukları için sıklıkla nefes alırken burunda tutuldukları için alerjik saman nezlesine neden olurlar. Partikül çapı daha küçük olanlar yada ağızdan soluma ile bronşlara ulaşanlar ise daha az oranda alerjik astıma yol açarlar.

Polene benzer alerjik rinit yapan başka alerjen var mıdır ?

Küf mantarları da polene benzer bahar aylarında alerjik rinit hatta astıma neden olurlar. Bunlar ev içi ve ev dışı alerjen olma özelliğine sahiptirler. Bunlar sıklıkla ev içinde organik eşyaların, yemeklerin, ev dışında ise bitki ve hayvanların üzerinde yaşayan mikroplardır. Yenilen mantarlarla herhangi bir ilgileri yoktur.

Küf mantarları nemli, organik besin artığı bulunan ortamlarda ürerler. Buradan da havaya bol m,ktarda üremelerini devam ettiren mantar sporlarını bırakırlar. Bunlar polenlerden çok daha küçük 3-5 mikron çapındaki hücrelerdir. Havaya kolayca karışır ve taşınırlar. Üredikleri yerde sarı, yeşil vs renk oluştururlar. Üremeleri ve etrafa spor bırakmaları yıl boyu olabilse de en sık havaların ısındığı ve orta şiddette rüzgarın olduğu bahar ve yaz aylarında üremeleri en üst düzeyde olur. Kışın düşük dereceli ısıda ve hele karlı ortamda üreyemez ve alerjiye neden olan sporlarını bırakamazlar. Yani üremeleri ve etrafa spor yayabilmeleri hava sıcaklığı, nemi ve diğer iklim koşulları ile ilgilidir. Bu nedenle polen alerjisi ile karışabilen alerjik bulgulara neden olabilirler. Çok küçük yapıya sahip oldukları için hem alerjik nezle hem de alerjik astıma neden olurlar.

Çocuklarda allerjik rinit şikayet ve bulguları nelerdir?

Alerjik rinit hapşırma/aksırma, burun tıkanıklığı, burunda su gibi akıntı, burunda ve yumuşak damakta kaşıntı şikayetlerine yola açar. Bu bulgular sıklıkla yukarıda bahsedilen nedenlerle bahar aylarında olur. Bu nedenle “bahar alerjisi, bahar nezlesi, saman nezlesi ..” gibi isimler de halk arasında verilmiştir. Ayrıca yine yukarıda bahsedildiği gibi gözlerde yanma, sulanma, kızarma ve kaşıntı belirgindir. Hem göz hem de burun yakınmasının olması tam bir “nezle” tablosuna yol açar Bazen bu bulgular sıradan nezle, grip gibi algılanabilir. Hatta çoğu nezle ilacının içerisinde antialerjik madde olduğu için, bu ilaçların kullanımı ile yakınmalar geçer ve yanlış algılamanın devam etmesine yol açar. Bu ise doktora başvuru ve alerji tedavisinin gecikmesine neden olur. Ancak bu sıradan nezle gibi ortalama bir haftada geçen bir tablo değildir.

Hastalar ellerinde sürekli yanlarında burnu silmek için mendil taşımak zorunda kalır. Burun tıkanıklıklarının devam etmesi nedeniyle gece uyku düzeni bozulur. Gündüz olan sık hapşırma, burun kaşıntısı ve gözlerde yanma, sulanma ciddi konsantrasyon bozukluklarına yol açar. Çocuk ise okul başarısı, erişkin ise iş başarısı düşer. Sürekli burun kaşıma nedeniyle “alerji selamı” denen burnu önden arkaya ovalama hareketi çok tipik olarak görülür. Bu hareket uzun süre yapılması sonucu burun kemerinde yatay bir çizgi olur. Ayrıca burun tıkanıklığı nedeniyle göz alt kapaklarında sürekli bir morluk vardır. Burunda olan sürekli alerjik reaksiyon ve burun akıntısı özellikle geceleri olan geniz akıntısı ve gece öksürüklerine neden olur.

Gündüz ise sürekli genizi temizleme sesi çıkarılır. Alerjik rinit ortalama % 20 oranında yıl boyu görülür. Bunun en sık etkeni ev tozu akarlarıdır. Ayrıca yıl boyu alerjik rinite havyan, mantar ve bizim ülkemizde çok sık görülmeyen hamam böceği alerjenleri de yol açabilir. Ancak ev tozu akarlarının neden olduğu yıl boyu süren alerjik rinitte burun tıkanıklığı daha ön planda olan yakınmadır. Ancak kronik burun iltihabı ve sinüzitte sıklıkla görülür. Sürekli hapşırma, aksırma, burun kaşıntısı ve göz yakınmaları da vardır. Ancak bu yakınmaların şiddeti polenlere bağlı bahar alerjisine göre daha azdır. Burun tıkanıklığının şiddeti ise daha fazladır.
Her halükarda özellikle bahar aylarında sık nezle-grip hali olan, yineleyen sinüziti olan, gözlerinde yanma-sulanma-kızarma olan çocuklarda mutlaka alerjik rinit düşünülmeli ve gerekli araştırmalar yapılmalıdır.

Alerjik rinit sadece burun yakınmalarına mı neden olur ?

Alerjik rinit sadece burunda kaşınma, aksırma vb yakınmalarla giden basit bir hastalık değildir. Çünkü burnumuz hava yollarımız ve bronşlarımızın başlangıcıdır ve tek bir hava yolumuz vardır. Tabiki burnumuzun mukozası dediğimiz iç yüzeyinin tüm özellikleri aynı yol üzerinde olan ve burundaki hava yolumuzun devamını oluşturan bronşlarımızda da aynıdır. Yani nefes aldığımız hava yolumuz burun ucundan bronşlarımızın sonuna kadar “tek bir hat” tır. Tek bir hatta bir bölge de olan olayın bu hattın devamlılığındaki diğer bir bölgeyi ilgilendirmemesi düşünülemez. Bu nedenle burunda olan alerjinin bronşları ilgilendirmemesi beklenemez. Bu nedenle alerjik rinitli hastalarda bronş alerjisi yani alerjik astım sıklığı ve riski çok daha yüksektir. Buna tıb dilinde komorbidite (birlikte olma özelliği) denmektedir.

Bunu rakamlarla açıklamak gerekirse şöyle ifade edilebilir: Normal toplumda alerjik astım sıklığı ortalama % 5 kabul edilirse, alerjik rinitlilerdeki alerjik astım sıklığı (2-8 kat yüksek) ortalama % 25 dir. Ayrıca alerjik astımlı hastaların daha önceki yaşlarında % 70 oranında alerjik rinit geçirme yada halen yaşama öyküsü vardır. Bu nedenle özellikle çocuklar ve genç erişkinler başat olmak üzere alerjik rinitli hastalar alerjik astım açısından da değerlendirilmelidir. Ayrıca alerjik rinit kronik (müzmin, süregen) sinüzitin en sık saptanan nedenidir. Özellikle kronik mikrobik olmayan orta kulak iltihabının da en sık nedenlerinden birisi alerjik rinittir. Alerjik neden olduğu başka rahatsızlıklar da vardır. Bunların başlıcaları başağrısı, burun kanaması, uyku bozuklukları, konsantrasyon bozuklukları, performans düşüklüğü, yaşam kalitesinde bozulma vb dir. Bu ise çocuğun ders başarısında düşme, huysuzluk, ruhsal bozuklukların çıkmasına neden olacaktır.

Alerjik rinit teşhisi ve sorumlu alerjen teşhisi nasıl konur ?

Allerjk rinit teşhisi koymak oldukça kolaydır. Yukarıda bahsedilen oldukça tipik bulgulardan sonra alerjik bir zemin var mı araştırmak için kan testleri yapılabilir. Burundan alınan bir sürüntü ile alerji hücrelerinin varlığı araştırılır. Ancak asıl alerji tanısını ve alerjenin tipini belirlemek için alerji deri testi yapılır. Bu kesin sonucu verir. Tabiki bu arada alerjik rinitteki gibi burun tıkanıklığı, akıntı ve hapşırma gibi bulgulara yol açan diğer hastalıklar ekarte edilmelidir. Bu işlemler bir çocuk alerji uzmanı tarafından kısa sürede ve kolayca yapılabilir.

Alerjik rinit tedavisi nasil yapılır?

Alerjik rinit tedavisinde temel yöntem tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi alerjenden korunmaktır. Polen alerjisinde bu pek olay değildir ve tam olarak gerçekleştirilemez. Polenden korunmak için alınacak önlemler; ot ve ağacınyoğun olduğu piknik ve açık alanlarda mümkün olduğu kadar az bulunmak, mümkünse yüksek yerlerde yaşamak, saat 8 ila 14 arasında dış ortamda bulunmamaya çalışmak, polen mevsiminde mümkünse kapı ve pencereleri kapalı tutmak, klima ile bulunan mekan ve ulaşım araçlarını havalandırmaktır. Ancak bu önlemler tam uygulansa bile etkinliği oldukça düşüktür. Ev tozu akarından korunmak için nemli ortamdan uzak durmak, en azından yatak odasında halı, kilim ve benzeri toz tutucu eşyaları kaldırmak, ıslak zemin temizliği yapmak, temizlik yapılırken o ortamda bulunmamak, akar alerjeni geçirmeyen yatak, yorgan ve yastık kılıfı kullanmak başlıca önlemlerdir.

Çevresel alerjenden korunma önlemleri tek başına yeterli değildir. Bu nedenle ilaç tedavisi mutlaka yapılmalıdır. Her hasta için ilaç tedavisi farklıdır ve alerjisinin ağırlığına göre bu değişmektedir. Bu tedavi programı profesyonellik gerektiren bir yönetimdir ve alerji uzmanları tarafından planlanmalıdır. Bu tedavide burundaki ve gözdeki kaşıntı, hapşırma ve akıntıyı giderecek anti-histaminik denilen antialerjik ilaçlar en sık kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar ağızdan kullanılabileceği gibi, direk buruna ve göze sıkılan damlalar halinde de kullanılabilir.

Ancak burun tıkanıklığını gidermek ve daha ciddi alerjik rinit bulgularına hakim olmak için buruna sıkılan kortizonlu spreyler doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Bu ilaçlar hasta için uygun doz ve formulasyonda kullanıldığında yan etkileri olmayan oldukça güvenilir ilaçlardır. Ayrıca hastanın ön plandaki yakınmasına göre burundaki tıkanıklığı gideren, akıntıyı azaltan, gözdeki kızarıklığı azaltan vs ilaçlar da kulanılabilir. Ancak yakınmaların uzun sürdüğü, sık ve uzun süreli ilaç kullanmak gerektiği durumlarda hele alerjik rinitle birlikte alerjik astım bulguları da varsa alerji uzmanı kontrolünde alerji aşısı yapılması oldukça etkili bir tedavi yöntemidir.

Alerji aşısı etkili midir, yan etkileri var mıdır ve kim uygulamalıdır?

Alerji aşının içeriği alerji uzmanı tarafından hastanın allerji test ve klinik bulgu sonuçlarına göre seçilmeli ve programlanmalıdır. Bu takdirde bu tedavi yöntemi oldukça etkilidir. Ancak her alerjen tipi için faydalı değildir. Özellikle alerjik rinite neden olan polen ise oldukça etkilidir. Ama ev tozu akarı ve mantar alerjeninde ise daha az etkilidir. Ayrıca diğer önemli bir konu uygun alerjen seçimi ve ideal bir şema ile alerji aşısı uygulanması bu çocukları alerjik astım gelişiminden de koruyabilmektedir.

Ancak uygun alerjen seçilmediği ve uygun dozlarda yapılmadığı durumlarda ise alerji aşısı çok ciddi yan etkilere neden olabilir. Bu aşının yapılması sırasında çocuğa uygun olmayan yüksek doz yada konsantrasyonda yapılırsa ölümcül anaflaksi denilen acil reaksiyona neden olabilir. Ayrıca düşük dozda yapılırsa bu durumda alerjik duyarlılığı arttırabilir. Ancak bir çocuk alerji uzmanı kolayca doz ve konsantrasyonu ayarlayabilir. Bu nedenle çocuklarda alerji aşısısadece ve sadece çocuk alerji uzmanı tarafından uygulanmalıdır.

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Yorumunuzu girin
İsminizi girin

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Exit mobile version