İnsanlar belirli gıda veya besinlerin özel kanserlerle olan ilişkilerini çok merak ettiklerinden diyet faktörleri ve kanser riskiyle ilgili çalışmalar basında sık yer almaktadır. Sağlık çalışanlarının hiçbir çalışmanın bu konuda son sözü söyleyemediğini ve bazı haberlerin tartışmalı veya farklı sonuçları çok büyüttüklerini hastalarına söylemesi gereklidir. Ayrıntılı haber hikâyelerinde gazeteciler her zaman yeni çalışma sonuçlarını uygun bir şekilde okuyucuya sunamayabilirler. Tek bir çalışma veya haber programına göre diyet ve fiziksel aktivite değişikliklerinin yapılmaması gereklidir. Aşağıdaki En Sık Sorulan Sorular ve cevapları bu konudaki başlıca endişeleri cevaplayacaktır.

 

Alkol

Alkol kanser riskini arttırır mı?

Alkol ağız, farenks, larenks, özofagus (yemek borusu), karaciğer ve meme kanseri riskini arttırır. Alkol kullanan insanlar erkekler için günde 2 ölçek, kadınlar için günde 1 ölçek içkiyi geçmeyecek şekilde tüketimi sınırlandırmalıdırlar. Sigara ile birlikte alkol alımı kanser riskini sadece sigara veya sadece alkol içmeye oranla çok daha fazla arttırmaktadır. Düzenli olarak haftada birkaç ölçek içki kullanılması kadınlarda meme kanseri riskini arttırmaktadır.

 

Antioksidanlar

Antioksidan nedir ve kanserle ilişkisi nasıldır?

Sebze ve meyvelerdeki bazı besinler, normal metabolizma sırasında oluşan doku hasarlarına karşı vücudu korurlar. Bu hasar kanser riskini arttırdığı için, ‘antioksidanlar’ın kansere karşı koruyucu olduğu düşünülmektedir. Antioksidanlar C vitamini, E vitamini, selenyum, karoten ve çok sayıda diğer fitokemikalleri içerirler. Çalışmalar zengin bir antioksidan kaynağı olan sebze ve meyveleri daha fazla tüketen insanlarda bazı kanser tiplerine yakalanma risklerinin daha az olduğunu ileri sürmektedir. Antioksidan kullanımıyla ilgili klinik çalışmalar halen sürmektedir, fakat ek vitamin kullanımının kanser riskini azalttığı halen gösterilememiştir. Şu anda kanser riskini azaltmak amaçlı verilebilecek en iyi öneri anti-oksidanların ek ilaçlarla değil, doğal olarak besinlerden alınmasıdır.

 

Aspartam

Aspartam kanser yapar mı?

Aspartam şekerden 200 kat daha tatlı olan düşük kalorili yapay bir tatlandırıcıdır. Şu andaki veriler aspartam alımının kanser riskini arttırdığını göstermemektedir. Genetik olarak fenilketonüri hastalığı olanlar aspartam kullanmamalıdırlar.

 

Beta-karoten

Beta-karoten kanser riskini azaltır mı?

Vitamin A ile kimyasal olarak benzer bir antioksidan olan beta-karoten sebze ve meyvelerde bulunur ve sebze ve meyve tüketmek kanser riskini azalttığı için yüksek dozlarda ek betakaroten alımının kanser riskini azaltabileceğini düşünmek mantıklıdır. Akciğer ve diğer kanserlerden korunmak amacıyla yüksek doz sentetik beta-karoten kullanılan üç önemli klinik çalışma vardır. Bunlardan ikisinde sigara içen hastalarda beta-karoten kullanımı akciğer kanseri riskini arttırırken, 3. çalışmada herhangi bir fayda veya zarar gösterilememiştir. Bu nedenle beta-karoten içeren sebze ve meyvelerin tüketimi faydalı olabilir, fakat yüksek doz ek beta-karoten kullanımının özellikle sigara içenlerde zararlı olabileceği unutulmamalıdır.

 

Biyolojik İşlenmiş Yiyecekler

Biyolojik İşlenmiş Yiyecekler nelerdir ve bunlar güvenilir midir?

Biyolojik işlenmiş yiyecekler, haşerelere karşı bitkinin direncini arttırmak, çürümeyi engellemek veya nakliyatı, lezzeti ve diğer istenen kaliteleri iyileştirmek için bitki veya diğer organizmalardan alınan genler ile oluşturulmaktadır. Teorik olarak eklenen bu genler bir takım maddeler oluşturarak, hassas veya allerjik kişilerde yan etkilere neden olabilmektedir.

 

Fakat şu anda eklenen bu genlerden dolayı marketlerde satılmakta olan bu yiyeceklerdeki maddelerin zararlı olduğuna, kanser riskini arttırdığına veya azalttığına dair bir bilgi bulunmamaktadır.

 

Kalsiyum

Kalsiyum kanserle ilişkili midir?

Bir çok çalışma yüksek kalsiyum içeren yiyeceklerin kolorektal kanser riskini azaltmaya yardımcı olduğunu ve kalsiyum ilavesinin kolorektal adenomların oluşmasını kısmen azalttığını ileri sürmüştür. Bununla birlikte ilave olarak alınan yüksek doz kalsiyumun özellikle agresif (kötü seyirli) prostat kanseri ile ilişkili olduğunu gösteren bilgiler bulunmaktadır. Bu bilgiler ışığında hem kadınlar hem de erkekler özellikle yiyeceklerden önerilen dozlarda kalsiyum almaya dikkat etmelidir. Önerilen kalsiyum düzeyleri 19-50 yaş arasındaki kişiler için günde 1000mg ve 50 yaşın üstündekiler içinse günde 1200 mg.dır. Kalsiyumun en çok bulunduğu kaynaklar; süt ürünleri, bazı lifli sebzeler ve yeşilliklerdir. Kalsiyum ihtiyacını süt ürünlerinden karşılayan kişiler doymuş yağ miktarını azaltmak için yağsız veya düşük yağ içeren süt ürünlerini tercih etmelidirler. İlave kalsiyum almak isteyen kişiler kendi sağlık ekibine danışmalıdır.

 

Kolesterol

Kolesterol direkt olarak kanserle ilişkili midir?

Diyetteki kolesterol sadece et, süt ürünleri, yumurta ve hayvansal yağlar gibi hayvan ürünlerinden gelmektedir. Şu anda, kolesterolün, hayvan kaynaklı ürünleri tüketmekle bazı kanserlerin riskini arttırdığına dair çok az kanıt bulunmaktadır. Kandaki kolesterol düzeylerini düşürmek, kardiyovasküler hastalık riskini de düşürmektedir fakat kan kolesterol düzeyini düşürmenin kanser riski üzerine etkisi ile ilgili bilgi yoktur.

 

Kahve

Kahve içmek kansere neden olur mu?

Bazı kadınlarda kahve fibrokistik meme hastalığına bağlı (bir tür iyi huylu meme hastalığı) şikâyetleri arttırabilir fakat meme kanseri riskini veya diğer kanser risklerini arttırdığına dair bir bilgi yoktur. Kahve ve pankreas kanseri ilişkisi geçmişte söylenmiş ancak bu bilgi diğer çalışmalarla doğrulanmamıştır.

 

Yağlar

Daha az yağ tüketmek kanser riskini azaltacak mı?

Yağdan zengin diyetler aynı zamanda kaloriden de zengin olduğu için şişmanlığa neden olurlar ki, bu da vücutta kanser riskinin artışı ile bağlantılıdır. Tüm yağlar benzer sayıda kalori içermesine rağmen, doymuş yağların kanser riskini arttırdığına dair veya omega- 3 yağ asitlerinin kanser riskini azalttığına dair bazı bilgiler bulunmaktadır.

 

Lifler

Ürünlerde bulunan lifler nelerdir ve kanseri önleyebilir mi?

Diyetteki lifler insanlar tarafından sindirilemeyen birtakım bitki karbonhidratlarını içerir. Çözünür (yulaf) veya çözünemez (buğday veya selüloz) gibi farklı kategorilere ayrılmışlardır.

Çözünebilir lifler kan kolesterolünü düşürerek koroner arter hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olmaktadırlar. Bakla, fasulye, meyve, sebze veya taneli yiyecekler en iyi lif kaynağıdır. Lifler ve kanser arasındaki ilişki tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak lifli yiyeceklerin tüketilmesi ile kanserin azaltılabileceği düşünülmektedir.

 

Balık Yağları

Balık tüketmek kansere karşı koruyucu mudur?

Balık zengin bir omega-3 yağ asidi kaynağıdır. Hayvan çalışmalarında kanser oluşumunu baskıladığı bulunmuştur ancak insanlarda olası yararlılığı ile ilgili kısıtlı sayıda bilgi vardır. Yapılan çalışmalar, balık tüketimiyle ilgili faydaların yerini, omega-3 veya balık yağı ilavelerinin alabileceğini henüz göstermemiştir.

 

Floridler

Floridler kansere neden olur mu?

Diş tedavisinde kullanılan veya diş macunlarına, yiyeceklere eklenen floridlerin etkileri çok kapsamlı olarak incelenmiştir. Floridler kanser riskini arttırmamaktadır.

 

Folik Asit

Folik asit nedir ve kanseri önleyebilir mi?

Folik asit bir çok sebzede, bezelye ve fasulye gibi taneli ürünlerde, meyvelerde, kahvaltılık tahıl ürünlerinde bulunan bir B vitaminidir. 1998 yılından beri bütün taneli ürünler folik asitle zenginleştirilmiştir. Folik asit eksikliği kolorektal ve meme kanseri riskini arttırabilmektedir. Şu andaki bilgiler kanser riskini azaltabilmek için folik asidin en iyi sebzelerden ve meyvelerden alınması gerektiğini önermektedir.

 

Yiyecek Katkı Maddeleri

Yiyecek katkı maddeleri kansere neden olur mu?

Yiyecekleri saklamak, şeklini, rengini ve lezzetini muhafaza etmek için bir çok madde yiyeceklere katılmaktadır. Katkı maddeleri yiyeceklerde çok küçük oranlarda bulunmaktadır ve bu düzeylerde insanlarda kansere neden olduğu ile ilgili inandırıcı bir veri yoktur.

 

Sarımsak

Sarımsak kanseri önleyebilir mi?

Sarımsağın kan kolesterolünü düşürmedeki küçük etkilerine bağlı olarak sarımsakta ve diğer soğan ailesine ait sebzelerde bulunan allium bileşiminin sağlığa faydalı olduğu söylenmektedir. Sarımsağın kanser riskini azalttığına yönelik çalışmalar devam etmektedir. Bu aşamada bu bitkinin kanseri önlemede özel rolü olduğuna dair yetersiz bilgi bulunmaktadır.

 

Genetik

Eğer genlerimiz kanser riskini belirliyor ise, nasıl bir diyet kanseri önleyebilir?

Hücre büyümesini ve olgunlaşmasını kontrol eden genlerdeki hasar kalıtsal olarak edinilebilir veya bir kişinin yaşamı süresince kazanılabilir. Birtakım mutasyonlar veya genetik hasarlar kanser riskini arttırabilmektedir. Alınan besinler DNA hasarını önleyebilmektedir. Genetik olarak kanser yatkınlığı olan insanlarda fiziksel aktivite, kilo kontrolü ve diyet kanser gelişimini önleyebilmekte veya geciktirebilmektedir. Diyet ve genetik faktörler arasındaki etkileşimler şu anda süren pekçok çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır.

 

Işınlanmış Yiyecekler:

Yiyecekler niçin ışınlanır ve ışınlanan yiyecekler kansere neden olur mu?

Işın besinlerdeki zararlı ürünleri öldürüp onların raf ömrünü uzatmak için kullanılmaktadır. İşlemden sonra yiyeceklerde kalmaz. Işınlanmış ürünlerin tüketiminin kanser riskini arttırdığı ile ilgili bir bilgi yoktur.

 

Likopen:

Likopen kanser riskini azaltır mı?

Likopen domateste yüksek oranlarda bulunan kırmızı-turuncu karotenoid antioksidandır.

Bir çok çalışma domates ürünlerinin tüketiminin bazı kanser risklerini azalttığını rapor etmiştir. Fakat likopenin bundan sorumlu mikro-besin olup olmadığı kesin değildir. Likopenin emilimi likopenden zengin besinlerin çok az miktarda yağ ile pişirilip tüketilmesi ile artmaktadır. Yiyeceklerde bulunan likopen azalmış kanser riski ile ilişkili olsa da, bu yüksek miktarlarda tüketilmesinin etkili ve güvenli olduğu anlamına gelmemektedir.

 

Et: Pişirme ve Saklama

İşlenmiş etten kaçınmalı mıyım?

Bazı epidemiolojik çalışmalar işlenmiş et tüketiminin artmış mide ve kolorektal kanserle bağlantılı olduğu sonucuna varmıştır. Bu ilişki, bakteri kontaminasyonunu engellemek ve rengi korumak için jambona, hamburgere ve davetlerde verilen etlere katılan nitritlerle ilgili olabilir. Nitritler, midede mide kanseri riskini arttıran karsinojenik nitrosaminlere dönüşebilir. Vitamin C ihtiva eden sebze ve meyvelerin tüketimi nitritlerin nitrosaminlere dönüşümünü engellemektedir. Tütsü ve tuz metoduyla saklanan et tüketimi karsinojenik kimyasal maddelerin açığa çıkmasına neden olduğu için en aza indirilmelidir.

 

Eti nasıl pişirmek kanser riskini etkileyebilir?

Etin içindeki zararlı mikroorganizmaları öldürmek için iyi pişirilmesi gereklidir. Ancak bazı çalışmalar çok yüksek ısılarda kaynatma, kızartma ve ızgarada pişirmenin, kimyasal maddeleri açığa çıkarabileceği için kanser riskini arttırabileceğini öne sürmüşlerdir. Bu kimyasalların hayvanlarda kanser yaptığının gösterilmesine karşın insanlarda gerçekten kansere neden olduğu henüz kesin değildir. Buharda, benmari yöntemiyle, çok az suyla hafif ateşte ağır ağır veya mikrodalga fırında pişirmek bu kimyasalların açığa çıkmasını en aza indirmektedir.

 

Şişmanlık

Kilolu olmak kanser riskini arttırır mı?

Kilolu ve şişman olmak artmış meme ( postmenopozal kadınlar arasında), kolon, rahim, safra kesesi, yemek borusu, pankreas, böbrek ve diğer kanser türleriyle ilişkilidir.

 

Zeytinyağı

Zeytinyağı kanseri etkiler mi?

Zeytinyağı tüketimi artmış kanser riskiyle ilgili değildir. Zeytinyağında kalori miktarı yüksek olduğu için ölçülü tüketilmelidir.

 

Organik Yiyecekler

Organik olarak tanımlanan yiyecekler kanser riskini düşürmede daha mı etkilidir?

Organik terimi böcek ilacı veya organik modifikasyon olmadan yetiştirilen bitkiler için kullanılmaktadır. Şu anda bu yöntemle yetiştirilen yiyeceklerin kanser riskini azalttığı ile ilgili bir çalışma bulunmamaktadır.

 

Böcek ve Yabancı Ot Öldürücüler

Yiyeceklerin içinde bulunan böcek öldürücüler kansere neden olur mu?

Böcek ve ot öldürücü ilaçlar endüstriyel alanda ve tarımda gerektiği şekilde kullanılmadığında zararlı olabilir. Sebze ve meyveler çok düşük oranlarda bu kimyasal maddeleri içerse de çok sayıda bilimsel veri, bu yiyeceklerin tüketilmesini desteklemektedir. Şu anda çok düşük dozlarda böcek ve yabancı ot öldürücü ilaçların bulunduğu yiyeceklerin kanser riskini arttırdığına dair bir bilgi yoktur.

 

Fiziksel Aktivite

Fiziksel aktiviteyi arttırmak kanser riskini azaltacak mı?

Cevap: Evet

Fiziksel aktiviteyle uğraşan insanların, uğraşmayanlara oranla meme ve kolon kanseri geliştirme riski daha düşüktür. Bu risk azalması aktivitenin kilo üzerindeki etkisinden bağımsızdır. Diğer kanserlere olan direkt etkileri ile ilgili bilgiler kısıtlıdır. Bununla beraber şişmanlık bir çok kanser türüyle ilişkilendirilmiştir ve fiziksel aktivite daha sağlıklı bir vücut kilosuna varılmada ve bunu muhafaza etmede anahtar rol oynamaktadır. Aynı zamanda fiziksel aktivite kardiyovasküler sistem ve diyabet üzerinde de olumlu etkilere sahiptir.

 

Fitokimyasallar

Fitokimyasallar nelerdir ve kanser riskini azaltırlar mı?

Fitokimyasal terimi bitkilerden üretilen çok değişik bileşimlere verilen isimdir. Bu bileşimlerden bazıları bitkileri zararlı böceklere karşı korur veya biyolojik olarak diğer önemli fonksiyonlara sahiptir. Bazıları hem bitkilerde hem de bunları tüketen insanlarda hormon benzeri veya antioksidan etkilere sahiptir. Sebze ve meyve tüketmek kanser riskini azalttığı için araştırmacılar bu bileşimlerin yararlı etkilere olan katkılarını araştırmaktadırlar. İlave olarak alınan fitokimyasalların, sebze, meyve ve taneli sebzelerden elde edilenlerden daha yararlı olduğunu gösteren bir kanıt yoktur.

 

Sakkarin

Sakkarin kansere neden olur mu?

Yüksek dozlardaki tatlandırıcılar sıçanlarda mesane taşı oluşmasına bu taşlar da mesane kanserine neden olmaktadır. Sakkarin bileşimi insanlarda mesane taşı oluşmasına neden olmaz. Şayet insanlarda kanser riskini arttırırsa bile bunu tüketilen dozlardan çok daha yüksek dozlarda yapacaktır. Yapılan büyük epidemiolojik çalışmalar, sakkarin kullanan insanlarda mesane kanseri riskinin artmadığını rapor etmiştir ve sakarin birleşmiş milletler ulusal toksikoloji programında, kanıtlanmış insan karsinojenleri listesinden kaldırılmıştır.

 

Tuz

Yüksek oranda tuz tüketmek kanser riskini arttırır mı?

Bazı ülkelerde yapılan çalışmalar artmış mide, nazofarenks ve boğaz kanserini, tuzlama ile korunan yiyeceklere ve turşulama yöntemine bağlamaktadır. Yiyeceklerin pişirilmesinde ve lezzeti arttırmak için kullanılan tuzun kanser riskini etkilediği ile ilgili bir kanıt yoktur.

 

Selenyum

Selenyum nedir ve kanser riskini arttırabilir mi?

Selenyum antioksidan savunma mekanizmasının bir parçası olarak vücudun ihtiyacı olan bir elementtir. Hayvan çalışmaları selenyumun kansere karşı koruduğunu ileri sürmektedir. Bir başka çalışmada; selenyum ilavesi ile akciğer, kolon ve prostat kanserinin önlenebileceği gösterilmiştir.

 

Ancak selenyumun kanseri önlemede etkili olduğunu gösteren kontrollü başka çalışmaların da yapılması gerekmektedir. Güvenli ve toksik dozlar arasında çok dar bir sınır olduğu için, yüksek dozlarda ilave selenyum alınması önerilmemektedir. Ek olarak alınan selenyumun günde 200 mikrogramı geçmemesi gerekmektedir. Deniz ürünleri, etler ve taneli sebzeler selenyum için iyi bir kaynaktır.

 

Soya Ürünleri

Soya ürünleri kanser riskini azaltabilir mi?

Soya ihtiva eden yiyecekler mükemmel bir protein kaynağı ve ete iyi bir alternatiftirler. Hayvan çalışmalarında soyanın, zayıf östrojenik aktiviteye sahip bir çok fitokimyasallar ihtiva ettiği için hormona bağımlı kanserlerden koruduğu ortaya çıkmıştır. Asya ve batı toplumları arasındaki kanser riskini karşılaştıran bir çok çalışmadaki farklılık soya tüketiminden bağımsız başka faktörlere de bağlı olabilmektedir. Soya tozu veya soya sütü tüketiminin dolaşımdaki östrojen düzeyini düşürdüğü gösterilmiştir. Ancak, soyada bulunan fitoestrojenler zayıf östrojenik aktiviteye sahiptir ve diyetteki soya veya soya ihtiva eden yiyeceklerin belirli dozlarda tüketilmesinin kanser riski üzerindeki etkisi bilinmemektedir. Şu anda soya ilavesinin kanser riskini azaltmada yararlı etkisi olduğunu destekleyen inandırıcı bir çalışma bulunmamaktadır. Teorik olarak bazı kişilerde hormona duyarlı meme ve endometriyum gibi kanserlerin riskini, yüksek dozlarda kullanılan soyanın arttırabileceği düşünülmektedir. Meme kanseri olan kişiler, sağlıklı bitkisel kaynaklı diyetle sadece ölçülü miktarlarda soya tüketebilirler. Kasıtlı olarak diyetle yüksek dozlarda soya tüketilmemesi, soya ihtiva eden haplar, tozlar veya izole veya konsantre isoflavonların alınmaması gerekmektedir.

 

Şeker

Şeker kanser riskini arttırır mı?

Şeker, kanser riskini azaltan hiçbir gıda sağlamaksızın kalori alımını arttırmaktadır. Yüksek şeker alımının, kandaki insülin seviyesini arttırdığı ve şişmanlığa yol açtığı ve bu nedenle de kanser riskini arttırabileceği düşünülmektedir. Beyaz şekerin (rafine edilmiş), kahverengi şekerin (rafine edilmemiş) ve balın kilo ve insülin üzerine etkileri arasında bir fark yoktur.

 

Ek besinler

Ek besinler kanser riskini azaltabilir mi?

Sebze, meyve ve diğer bitkisel yiyeceklerin kanser riskini düşürdüğüne dair güçlü kanıtlar olsa da ek besinlerin aynı şekilde kanser riskini azaltabileceğine dair yeterli kanıt yoktur. Bu konuda yapılmış az sayıda çalışmadan da hayal kırıcı sonuçlar alınmıştır. Çin’de ve Güney Afrika’da beslenmesi bozuk kişilerde vitamin ve mineral destekli beslenme ile mide kanseri riskinin azaldığı gösterilmiştir. Fakat yüksek dozda tek tip yiyecekle beslenme yarar getirmediği gibi zarar getirmiştir. En iyi vitamin ve mineral kaynağı besinlerdir. Ek besinlerin alınması ise bazı özel durumlarda yararlı olabilmektedir, örneğin, hamile kadınlar, doğurganlık çağındaki kadınlar ve kısıtlı besin alımı olan kişiler gibi. Eğer ek beslenme yapılacaksa, en iyisi dengeli bir şekilde multi-vitamin/mineral almaktır. Bu da günlük önerilen miktarın yüzde yüzünden fazla olmamalıdır, çünkü bazı besinler yüksek miktarlarda alınırsa zararlı etkiler yapabilmektedir.

Sebze ve meyvelerin besinsel eşdeğerini hap olarak alabilir miyim?

Cevap: Hayır.

Meyve ve sebzelerin içinde pek çok yararlı madde bir uyum içinde yararlı etkilerin oluşmasını sağlamaktadırlar. Çoğu zaman bu bileşenlerden hangisinin kanser riskini azaltmakta daha yararlı olduğu bilinmemektedir. Ayrıca hapların içindeki küçük miktarlardaki kurutulmuş toz haline getirilen besinler, sebze-meyvede bulunan düzeylerinin çok altında olabilmektedir.

 

Çay

Çay içmek kanser riskini düşürebilir mi?

Bazı araştırmacılar, içindeki antioksidanlar sayesinde, çayın kansere karşı koruduğunu düşünürler. Hayvan çalışmalarında bir takım çayların kanser riskini azalttığı gösterilmiş ise de epidemiyolojik çalışmaların sonuçları her zaman bu yönde olmamıştır. Şu andaki bilgilerimizle çayın insanda kanser riskini azalttığını söylemek mümkün değildir.

 

Trans-yağlar

Trans–doymuş yağlar kanser riskini azaltır mı?

Trans-doymuş yağlar margarin yapımı sırasında oluşturulmaktadır. Bu tür yağların kardiyovasküler sistem üzerinde, örneğin, kan basıncını ve kolesterol düzeylerini yükseltici etkileri gösterilmiştir, ancak kanser ile olan ilgileri henüz bilinmemektedir.

 

Sebzeler ve meyveler

Sebze ve meyve yemek, kanser riskini azaltır mı?

Çok miktarda sebze ve/veya meyve yemenin, daha düşük oranda akciğer, yutak, ağız, mide ve kalın barsak kanserine yakalanma ile ilgisi olduğu pek çok epidemiyolojik çalışmada gösterilmiştir. Meyve ve sebzelerin içinde hangi maddelerin kansere karşı koruyucu olduğu bilinmediğinden günde 5 ya da daha fazla porsiyon meyve ve sebze yenilmesi önerilmektedir

Lahanamsı sebzeler hangileridir ve kansere karşı korunmada önemli midirler?

Bu sebzeler kabakgiller ailesine mensup olup, brokoli, karnabahar gibi sebzeleri içerir. Bu sebzelerin barsak kanseri riskini azaltıcı bir takım maddeler içerdiği bilinmektedir. Lahanamsı sebzeler de dâhil olmak üzere her çeşit sebze içeren bir beslenme şeklinin kanser riskini azaltacağı düşünülmektedir.

Taze, dondurulmuş, konserve meyve ve sebzelerin beslenme değerleri arasında fark var mıdır?

Bunların hepsi de uygun seçeneklerdir. Taze besinlerin besinsel değerlerinin daha yüksek olduğu düşünülmektedir. Fakat donmuş yiyecekler taze gıdalara göre daha besleyici nitelikte olabilirler çünkü olgunlaşmış olarak toplanırlar ve hemen dondurulurlar. Konserveleme ile ısıya duyarlı ve suda çözünen besinlerin kaybı olabilir çünkü konserveleme işleminde yüksek ısı gereklidir. Bazı meyvelerin tatlı şurupların içinde bazılarının ise yüksek sodyum içeriği olan sıvılar içinde sunulduğu dolayısıyla seçerken dikkatli olunması gerektiği akıldan çıkarılmamalıdır.

Pişirme ile gıdaların besin değeri kaybolur mu?

Sebzeleri uzun süre kaynatmak, içerdikleri suda çözünen vitaminlerin kaybolmasına neden olabilmektedir. Sebzeler besin değerlerini en iyi buharla ve mikrodalga ile pişirildiklerinde korurlar.

Sebze ve meyvelerin suyunu çıkartmalı mıyım?

Sebze veya meyvelerin suyunu çıkartma özellikle çiğneme güçlüğü olan hastalar için iyi bir beslenme yöntemi olabilir. Meyve veya sebze suları, bu besinlerin içindeki bazı maddelerin emilmesini de kolaylaştırabilir, fakat meyve ve sebze suları daha az doyurucu oldukları gibi daha az miktarda lif de içerirler. Özellikle de meyve suları kalori açısından da zengindir. Satılan, suyu çıkarılmış besinler %100 sebze veya meyve olmalı ve içindeki zararlı mikroorganizmaları yok etmek için pastörize edilmelidir.

 

Vejeteryan diyetler

Vejeteryan diyetler kanser riskini azaltır mı?

Vejeteryan beslenmenin pek çok sağlıklı yönü vardır, örneğin doymuş yağlardan fakir, lif ve vitaminlerden zengin olması gibi. Fakat vejeteryan diyetin kanserden korunma yönünde özel bir yararı olduğu söylenemez.

Vejeteryan diyetler içerik olarak farklılıklar göstermekle birlikte hiçbiri kırmızı eti içermez. Eğer gerekli kaloriyi sağlayacak şekilde planlanırsa vejeteryan diyetler sağlıklı olabilir. Herhangi bir besini ciddi bir şekilde kısıtlayan diyetlerle önemli besin eksiklikleri olması olasılığı yüksektir. Tüm hayvan ürünlerini kısıtlayan vejeteryan diyetlerde vitamin B12 ve demir takviye edilmelidir.

 

Vitamin A

Vitamin A kanser riskini azaltır mı?

Vitamin A (retinol) ya bitkilerdeki beta-karotenden ya da hayvansal ürünlerden elde edilir. Vitamin A takviyesinin kanser riskini azaltmadığı bilakis yüksek doz takviyenin akciğer kanseri riskini arttırdığı gösterilmiştir.

 

Vitamin C

Vitamin C kanser riskini azaltır mı?

Vitamin C pek çok meyve ve sebzede bulunur. Bir çok çalışmada yüksek vitamin C tüketimi ile azalmış kanser riski arasında bir ilişki olduğu öne sürülmüştür ancak vitamin C nin takviye edildiği az sayıda çalışmada kanser riskinde azalma gösterilememiştir.

 

Vitamin E

Vitamin E kanser riskini azaltır mı?

Bir klinik çalışmada, günde 50 mg vitamin E alan erkeklerde prostat kanseri riski plasebo alanlara göre daha az bulunmuş ancak, bu sonuçlar teyit edilmemiştir.

 

Su ve diğer sıvılar

Ne kadar sıvı almalıyım?

Sıvı tüketimi mesane kanseri riskini azaltır çünkü su karsinojenleri seyreltir ve mesane ile temas sürelerini azaltır. Günde en azından sekiz bardak sıvı alınması bu nedenlerle önerilmektedir.

 

SONUÇ OLARAK

Kanser riski üzerindeki potansiyel etkileri nedeni ile AKB (Amerika Kanser Birliği) ulusal düzeyde sağlıklı beslenme ve fiziksel olarak aktif yaşama konusunda Amerikalıların bilinçlendirilmesi görevini üstlenmiştir.

 

AKB 2015 yılına kadar kanser oranlarını ve kanserden ölümleri azaltmayı, kanser olup yaşamakta olanların yaşam kalitesini arttırmayı hedeflemiştir. Ulusal düzeyde, beslenmenin ve fiziksel aktivitenin kanser ile ilişkisi konusunda Amerikan halkını bilgilendirmek ve motivasyonlarını sağlayarak sağlıklı ve aktif bir yaşam biçimini onlara benimsetmek bu kurumun başlıca amaçlarıdır. Bu amaçları yerine getirmek için beslenme ve fiziksel aktivite konusunda burada özetlediğimiz, periyodik olarak 5 yılda bir yenilenen bu kılavuzu yayınlamıştır. Bu kılavuz kanser araştırmalarında, kanserden korunma, kanser epidemiolojisi ve halk sağlığı üzerinde uzman olan kişilerden oluşan bir panel tarafından hazırlanmaktadır.

 

AKB, beslenme ve fiziksel aktivite ile kanser riski arasında halen çözümlenememiş soruları cevaplamak amacı ile çok yönlü araştırma projelerini devam ettirmektedir. Yayınladığı bu kılavuz niteliğindeki bilgilerin uygulanmasında şüphesiz bireylere ve toplumdaki özel kuruluşlara da büyük roller düşmektedir.

 

AKB, şu andaki veriler ışığında halen süregelen yanlış beslenme ve aktivite alışkanlıklarını sağlıklı bir beslenme ve aktif bir yaşam stili ile değiştirerek toplumda obesite gelişmesinin önlenebileceğini, bu arada bu konularda devam eden araştırmalarının ulusal kanser insidansını ve kanserden ölümleri azaltacağını düşünmektedir.

Prof.Dr.Serdar TURHAL

 Marmara Üniversitesi Hastanesi Onkoloji Bilim Dalı

www.serdarturhal.com.tr

CEVAP VER

Yorumunuzu girin
İsminizi girin

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.